Diyetisyenler, üniversitelerin ilgili fakültelerinden 4 yıl süresince çok yönlü beslenme eğitimi alarak mezun olurlar. Son yıllarda ülkemizde de diyetisyenler spesifik konularda uzmanlaşmaktadır. Diyabet, onkoloji, metabolik hastalıklar, gastrointestinal sistem hastalıkları, obezite diyetisyenliği bunlardan bazılarıdır. Günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay. Ancak beslenme hakkında hiçbir bilimsel kanıtı olmayan birçok yanlış bilgi de bulunmaktadır. Mucize olarak sunulan besinler ve tarifler kafaları karıştırmakla kalmayıp bireylerin sağlığını tehlikeye atmaktadır. Beslenmemiz anne karnından başlayarak yaşamın sonuna kadar farklı dönemlerde farklı dinamiklere sahiptir. Hayatımızın her evresinde, her hastalığın tedavisinde değişkenlik gösterir. Yapılan genel beslenme önerilerinin doğru olması yeterli değildir. Çünkü her öneri herkese uymayabilir. Örneğin sağlık için faydalı olan bir besin bazı ilaçlarla ters etkileşebilir. Bu nedenle bilgilendirmelerin tam yapılması hayatidir. Sağlığın korunması ve sağlık problemi olmayan kişiler için genel beslenme rehberleri vardır. “Türkiye Beslenme Rehberi” de ülkemiz için geliştirilmiştir. Bu rehberler toplumun geneli için yol göstericidir. Ancak işin içerisine hastalık veya özel durum girdiği zaman beslenmemizi, bu konunun uzmanı olan diyetisyenlere danışmamız gerekmektedir. Sizin bireysel özelliklerinize, tıbbi tedavinize ve yaşam koşullarınıza göre beslenmenizi düzenleyebilecek, programınızı yaşam koşullarınıza adapte edebilecek kişiler diyetisyenlerdir. Kendimizin veya yakınlarımızın sağlığını korumak veya tıbbi tedavilerin bir parçası olarak beslenmemiz ne kadar önemliyse, bilgi kaynağımızın diyetisyenler olması o kadar önemlidir. Yanlış diyetler, sağlığınızı kaybetmenize neden olabilir veya tıbbi tedavinizden yarar görmenizi engelleyebilir. Besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun . Hipokrat
HAMİLELİKTE YAŞANAN İKİ BÜYÜK SORUN: BULANTI/KUSMA ve KABIZLIK
Hamilelik kadınların yaşadığı en özel dönemdir. Kadınlar bu dönemde duygusal ve fizyolojik olarak birçok değişimi hızlı bir şekilde yaşarlar. Anne olmanın heyecanı yanında yeni aile üyesi için duyulan sorumluluk ve endişe, duygu durumunda değişikliklere neden olur. Bu heyecanlı günlerde vücut sindirim sisteminde gelişen değişiklikler anne adayını zorlayabilmektedir. Hamileliğin doğal seyrinde yaşanan fizyolojik veya hormonal değişikliklerin neden olduğu problemlerin başında mide bulantısı, kusma ile kabızlık gelmektedir. Beslenmemizde yapacağımız küçük düzenlemeler sıkıntılarımızın hafiflemesine yardımcı olacaktır. MİDE BULANTISI- KUSMA Yaklaşık olarak hamilelerin %75-80’ni mide bulantısı ve kusma ile karşı karşıya kalmaktadır. Genellikle hamileliğin 16.haftasında azalır. Ancak kadınların %20’sinde hamilelik boyunca devam eder. Hamileliğin son üç ayında da mide yanması şikayetleri gelişebilir. Hamilelikte bulantı ve kusmayı hafifletebilecek beslenme önerileri: Öğün yoğunluğunu değiştirin: Sabah bulantısı çekiyorsanız kahvaltı için sade kraker, galeta, grisini gibi atıştırmalık, yağsız tostlar tercih ederken akşam yemeği için içeriği daha zengin ve büyük porsiyonlar tercih edin. Mide yanması daha fazla sorun olduğu son üç aylık dönemde ise daha büyük bir kahvaltı ve daha hafif bir akşam yemeği seçebilir. Gün boyunca sık sık küçük öğünler yiyin. Yağlı, kızarmış, baharatlı, güçlü kokulu yiyeceklerden kaçının. Yemeklerinizi en sade biçimde pişirin. Kahve, çikolata gibi kafeinli yiyecek ve içecekleri, gazlı içecekleri ve baharatlı yiyecekleri sınırlandırın. Alkol ve tütün kullanmayın. Zencefil, çeşitli bulantı ve kusma türlerinin tedavisi için alternatif bir tedavi olarak popülerlik kazanmıştır. Ancak sınırlı veriler nedeniyle hamilelerde yaşanan bulantı ve kusma tedavisi için zencefil takviye önerisi yapılmamaktadır. Katı ve sıvı besinleri karıştırmak mide bulantısını ve kusmayı artırabilir. Çünkü mideyi daha dolgun hissettirebilir, gaz ve şişkinliğe neden olabilir. Bu nedenle yemek yedikten sonra 20-30 dakika bekledikten sonra sıvı tüketin. Tam bir öğünü sindirememeniz durumunda, protein içeriği zenginleştirilmiş süt ve yoğurtlar, sıvı takviyeler, pudingler ihtiyacınız olan besin enerji ve proteini tamamlamanıza yardımcı olacaktır. Yoğun bulantı ve kusma döneminizde tahammül edebileceğiniz her şeyden yemeye çalışın. Soğuk sıvılar, buz, dondurulmuş meyve parçaları daha kolay tolere edilirler ve ağızdaki metalik tadı azaltabilirler. Bulantı ve kusma hassasiyeti olan hamilelerin kaçınması gereken olası tetikleyiciler; belirli kokular (parfüm gibi), yiyecek aromaları, yüksek sesler ve karın üzerindeki baskıdır. KABIZLIK Kadınların %11-38’i hamilelik sürecinde kabızlık yaşamaktadır. Hamilelik sırasında yükselen progesteron ve azalan motilin hormon seviyeleri, bağırsak geçiş süresinde artışa neden olmaktadır. Ayrıca bağırsaklardan su emilimi arttığı için gaitanın daha kuru olmasına neden olur. Azalan fiziksel aktivite ve artan vitamin takviyesi (örneğin, demir ve kalsiyum) kabızlığa yatkınlığa katkıda bulunabilir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, genişleyen bir rahim dışkının ilerlemesini yavaşlatabilir. Kabızlık tedavisinin ilk aşaması diyet düzenlemesi ve orta düzeyde günlük egzersizi içermektedir. Diyet düzenlemesi ve egzersiz ile düzelmiyorsa doktora başvurulmalıdır. Kabızlık tedavisinde beslenmemizde yapılabilecek değişiklikler: